M E Z H E P L E R
İslamda mezhep olgusu peygamberden sonra ortaya çıkmıştır.Bu ayrışmanın nedeni ise peygamberin ölümünden sonra İslamın ileri gelenleri kendi aralarında düştükleri görüş ayrılığı ve farklı algılamadan kaynaklanmıştır.İslamda ortaya çıkan mezheplerin nedenlerini şu şekilde izah edebiliriz.Mezheplerin ortaya çıkmasının pek çok nedeni olduğu gibi bunların en önemli olanı ise dine dayalı ırkçı görüşlerden kaynaklı mezhepçiliktir.
Kuran insanlar arasında tanrı sevgisi ve saygısı(takva)dışında bir üstünlük tanımadığı gibi Hz Muhammed de ırkçılık davası güdenler bizden değildir dediği halde özellikle 644-656 tarihleri arasında geçen Halife Osman döneminin sonlarına doğru kureyş kabilesinin iki kolu olan Emeviler ile Haşimiler arasında Müslümanlıktan önce de varolan kabilecilik çekişmesi ve buna bağlı siyasi anlaşmazlık yeniden ortaya çıkmış oldu.Hz.Ali nin Emeviler tarafından şehit edilmesi ve Ardından İslamı siyasallaştırarak Hz.Muhammed'in torunlarını (Hz.Ali nin çocuklarını

Kerbela da şehit ettikten sonra Emevi saltanatını kuran Yezit bin Muaviye İslamdaki ayrışmanın derinleşmesinin temel neden oldu.
Kerbela olayı islamda işlenmiş en acı en derin ve trajik olaylardan biridir.Kerbela vakasından sonra Müslümanlar arasında derin görüş ayrılıkları oluşmaya başladı.Örneğin yezit yanlısı olmak yada ehlibeyt yanlısı olmak veya Haşimiler yada Emevilerden taraf olmak gibi daha sonra sunni şii ayrışması derken mezhepler ve farklı anlayışlar ortaya çıkmış oldu.Müslümanlar arasındaki bu ayrışma ve çekişmeler nedeniyle ortaya çıkan mezheplerin siyasi olduğu yadırganmamalıdır.
Geçmişte mezheplere dayalı devlet idareleri olmuştur.İlk olarak Yezit islamı şiyasallaştırarak Emevi saltanatını kurmuş ve bu süreç günümüze kadar gelmiştir.Bu örneklere günümüzde raslamak mümkündür.Örneğin İran İslam Cumhuriyeti Şii mezhebinin din anlayışı kurallarıyla yönetilmektedir.Suudi Arabistan Krallığı ise sunni vahabilik anlayışıyla idare edilmektedir.Başka İslam ülkelerinde de benzeri uygulamalar mevcuttur.Bu gibi yönetim biçimlerinde dinsel ırkçılığın etkisi bulunmaktadır.Müslümanlar arasındaki siyasallaşma Hz.Muhamed'in 632 de vefat etmesinden sonra başlamıştır.Peygamberin vefatından hemen sonra Halifelik makamı üzerinde yapılan tartışma ve çekişmeler İslamda siyasi olguyu getirmiş oldu.
Halifelik tartışmasıyla birlikte devam eden süreç içerisinde Kerbela faciası da dahil bu temel sorunlarla birlikte Müslümanlar Şii ve Sunni lik gibi iki ana mezhebe ayrılmış oldular.Bu iki büyük mezhebin içerisinde bir çok mezhep oluşmuş ancak bu mezheplerden bazıları bu büyük mezheplerin içerisinde eriyip gitmelerine karşılık bazı mezheplerin günümüze kadar geldiklerini görmekteyiz.Bu mezhepler Şiilik,Hanefilik,Şafiilik,Malikilik ve Caferi Mezhepleridir.
Müslümanların diğer büyük dinlere komşu olmaları nedeniyle bazı insanlar Müslüman olsalar dahi eski dinlerinden edindikleri alışkanlık gelenek ve göreneklerini yaşatma eğiliminin İslam dünyasına girmesi ve buna bağlı olarak insanın güç akıl ve iradesinin sınırı ve sorumluluğu Tanrı karşısındaki durumu ile kuran ayetlerinin farklı yorumlanması gibi nedenlerle İslam dünyasında itikat alanında değişik görüşlerin ortaya çıkmasına ve mezheplerin doğmasına yol açan nedenler olmuştur.
Müslümanlıkta yönetim ve uygulamayı tamamlayan başta Halifelik ve İmamlık olmak üzere bir çok konuda özel dinsel ve siyasal görüşler geliştirilerek bir mezhep kimliğini kazanan ilk hareket Şiilik olmuştur.İlk halifelik dönemiyle birlikte temeli atılan bu dinsel hareket 26 Temmuz 657 Tarihinde Hz.Ali ve Muaviye arasında geçen Sıffın savaşından sonra genişleyerek sürmüştür.Özellikle de Emeviler döneminde Hz Peygamberin torunlarına karşı girişilen siyasal baskı ve haksızlıklarla birlikte hızla gelişerek kökleşti.Şiilik daha sonra kendi içinde bir çok kola ayrıldı.
Yanlızca düşünce ve inanç konularındaki bazı görüş ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan itikadi mezhep Muntelize Mezhebi olmuştur.Muntelize mezhebini benimsemeyen ilk Sunni müslümanlara selefiye denildi.Bu mezhep daha sonra Eşarilik ve Matürüdilik adlarıyla bir birine yakın iki mezhebe ayrıldı.Daha sonra Selefilik,Eşarilik ve Matüdürilik önde gelenleri kendilerini ehli sünnet olarak Şiilik,Cebriye ve Muntelize gibi mezhepler ile bunların kollarını ehli bidat diye adlandırdılar.
Dinin uygulama ibadet ve hukuk yönünü kapsayan Fıkıh mezhepleri arasında Şianın İmamiye ve Zeydiye kollarıyla hariciye Şii İslam mezhebinden sayılırken Hanefilik,Şafiilik,Malikilik,ve Hambelilik Sunni İslam mezhepleri olarak kabul edildiler.Şii ve Sunni mezhepleri henüz yerli yerine oturmamışken Davut bin Ali ibni ebi Leyla Evzai,Süfyün-i Sevri ve İbni Şüfrüme gibi fıkıh ve hadis bilginlerine bağlanan bir çok mezhep ortaya çıkmış oldu.Bu mezheplerden sadece 833 te ölen Davut bin Ali ye bağlanan Zeydiye Mezhebi on birinci Yüz yılda Ündülüslü çok ünlü bir bilgin olan İbni Haz'mın katkısıyla uzun süre yaşatılabildi.Öteki mezhepler ise diğer büyük mezheplerin içinde eridiler.K.(bl.lr.)